Zamanla dokulardaki kollagen miktarı ve içeriği değişir. Zamanın getirdiği bu değişiklikler yüzde hacim kaybı olarak kendini gösterir. Hacim kaybı yerçekiminin etkisi ile birleştiğinde yüzde yaşlanmanın tipik görünümü ortaya çıkar.
Cilt, altındaki tüm bu değişiklikleri bir kumaş gibi yansıtır. Üstelik ciltteki elastik özellik zamanla azalır , kaybolur ve eskisi gibi hacim değişikliklerini kapatamaz. Tüm bunlara bir de yüz mimikleriyle oluşan derin kırışıklıklar eklenince, yaşlı ve yorgun ifadeye üzgün veya kızgın ifade eklenir.
Yüzde önde ve yukarıda duran yeterli hacimli her anatomik yapı yüze genç ve sağlıklı görünüm verirken, geride ve aşağıda duran hacimsiz yapılar ise yaşlı ve hastalıklı görünüm verirler. İşte yüz gençleştirme ameliyatları yapılırken temel alınan felsefe budur. Bunun yanında bazı kişilerin yüzdeki anatomik yapıları doğuştan geride ve aşağıda, ya da sadece geride veya sadece aşağıda durabilir. Bu kişilerde de görünümün iyileştirilmesi için yapılan işlemler aynı felsefeye dayanır ve hastanın yaşına bakılmaksızın yüz gençleştirme teknikleri ameliyat tekniği olarak kullanılır.
Yukarıdaki felsefe estetik cerrahide hemen her alanda kullanılabilir. Bugün için yapılan cerrahi girişimler hacim eksiğini tamamlamak ve aşağı doğru yer değiştiren tüm anatomik yapıları eski ya da daha estetik görünecekleri yere taşımaktır. Deri fazlalığı ise çıkarılır ve izleri uygun kıvrımlara saklanr.
Yüzdeki yaşlanma 2 grupta değerlendirilir:
Göz çevresi, kaş kenarları, alın, burun kenarındaki oluklar ve ağız çevresini içeren santral oval bölge (central ovale)
Orta yüz, yukarıda anlatılan oval bölgedir (central ovale).Yanaklar yıllar içerisinde aşağı doğru inme eğilimi gösterdiğinden alt göz kapağı ile yanak arasındaki ayrım iyice belirginleşir. Burun kenarından ağız köşesine doğru inen çizgiler derinleşir. Bu değişiklikler genellikle 30lu yaşlarda başlar. Kişinin iskelet yapısı ve deri- deri altı dokunun elastikiyeti orta yüz yaşlanmasının başlamasını ve derecesini etkiler.
Bu bölgeye uygulanan gençleştirici cerrahi girişim, halk arasında orta yüz germe olarak anılır.
Orta yüz germe ameliyatında farklı teknikler olmakla birlikte genellikle iz bırakmayan bir ameliyat olarak kabul edilebilir. Alt göz kapağı estetik ameliyatında olduğu gibi kirpiklerin hemen altından bir kesi yapılır. Bu kesiden çalışılarak yanak yukarı asılır. Sarkan göz kapağı derisi ve varsa göz torbaları alınır. Diğer giriş yeri ise saçlı deri içinden yapılan 3- 4 cm lik bir kesidir. Bu kesinin yardımıyla da kaş ve şakak bölgesi gerilir. Ameliyat genel anestezi altında yapılır ve yaklaşık 3- 4 saat sürer. Bir gece hastanede kalınması yeterlidir. 4- 5 gün sonra alt göz kapaklarındaki dikişler ve yüzdeki bandajlar alınır. Ödemin tam olarak geçmesi ve tam sonucun ortaya çıkması yaklaşık 3 ay içinde olur.
Orta yüz germe ameliyatıyla hem yanak daha genç yaşlarda olduğu gibi elmacık kemiği üzerine alınmış hem de alt göz kapağı mesafesi kısalmış, torbasız ve daha gergin hale gelmiş ve şakak gerilmiş olur. Gözün iç kenarından başlayıp yanağa doğru uzanan derin çukurlaşmış hat ortadan kalkar. Orta yüz germe ameliyatı eğer gerekiyorsa üst göz kapağı estetik ameliyatı, yağ enjeksiyonu gibi ek prosedürlerle kombine edilerek daha etkin bir yüz gençleştirme de sağlanabilir.
Erken dönemde enfeksiyon, hematom (kan toplanması), sinir hasarı, geç dönemde ise asimetri gibi komplikasyonlarla karşılaşılabilir.